.

3 Ekim 2014 Cuma

ÇANDA GEÇMİŞ AŞK. part 2

Burak sakallarıyla oynuyor. Söylecek söz bulamadığından değilde söylenecek çok olduğu için bu sıkıntı biliyorum. İkimizede o afilli kahvelerden söylüyor. Bu sıcak niye giymiş ki diye şaştığım ceketini sonunda çıkartıp sandalyesinin arkasına asıyor. Bir süre hiç konuşmadan geçen arabaları ve çimleri ıslatan fışkiyeyle oynayan çocukları izliyoruz. Bekçi küfürler savurarak izliyor onları. Sonra hamle yapıyor ancak en fazla meydanın oraya kadar koşturabiliyor. Soluğu kesiliyor ve sonunda tamamen yorulup bırakıyor peşlerini.

''Üstleri çıplaktı'' diyor kendi kendine konuşuyor gibi

''Nasıl nasıl ?''

''Adamın koşturacağını biliyorlardı. Bu yüzden üstleri çıplak geldiler giyinmekle zaman kaybetmemek için''

''Artık buradan geçemezler bile bekçi yüzlerini gördü unutmaz''

''Ayakkabılarındaki çamurlara bakılırsa ki bu sıcakta nerede çamur olacak yani bu oyun her gün burada tekrarlanıyor''

''Yarın yine gelecekler yani ? ''

''Kesinlikle.''

''Bu dedektif havası sana tam olarak nereden bulaştı çok mu sherlock holmes izliyorsun'' diyorum. Allahım niye saçmalıyorum

''Ya sen bi sus tamam mı'' diyor gülerek. Güneşi beklerken'i izliyorum Kerem'i taklit ediyorum demesine gerek kalmadan

Vücuttan kaybediyorsun diyorum. Yine saçmalıyorum

Elini elime uzatıyor ve saatime bakıyor. Pembe.

''Saat hediye mi ? '' diye soruyor

''Hayır'' diyorum


''İnsan en sevdiği uç rengi cesaretliyse saatinde yada ayakkabısında kullanır. Sen çok cesursun ki pembe saat almışsın. Çocukluk rengi olur bu genelde. Sen cesur bi kızsın'' diyor. Demek ki küçükken powerpuff girls hayranıydın. Yo hayır. Powerpuff girls sevmek için fazla çekicisin. Sen barbielerini çok seviyordun. Yada winks kızları mı. Kesinlikle winks kızları. ''

''Şaşırtıcı''

''Yüzüne işlemiş bi korku ifadesi mi var ? '' diyor. ''Gelecekten kaygılanıyorsun. Aslında deli gibi kpss çalışıyorsun ama daha fazlasını arıyorsun. Seneye kpss'ye hazırlanmak için dershane olmaması mı canını sıkıyor? Ama bi rahatlığında var. Serzenişlerin için değil. Burada arkadaşların olmadığınıda varsayarsak annene anlatıyorsun bunları heyecanını korkunu ona söylüyorsun ve daha fazla çalışmam gerek deyip gömülüyorsun derslere. Aldığın haplarla zor olmuyor mu ? ''

''Bunlar nasıl yani anlamadım?''

''Gözlerinden anlaşılıyor Yeşim''

''Burak ruhum benden çok daha ölüme yakın. Çok daha yaşlı ruhum ya valla çok kötüyüm'' derken gözyaşlarımı tutamıyorum. Kahretsin ne diye ağlıyorum şimdi


Sana yaşadığım acıların açtığı yaralardan bahsetsem. Her seferinde hayatıma girenlerin merak edip baktığı ve türlü türlü zamansız numaralarla sarmayı denediği ama her seferinde daha çok kanattıkları yaralarımdan. Sen bilmezsin en çok koruduğun sakındığın yerlerin tekrar tekrar kanamasını. Bilir misin ? Bilir misin Burak kanayacak yerinin kalmamasını. Kanayacak tek bir yer kalmadı kalbimde. Bu yaraları yeniden kanatacak insanlarda gitti. Alışmıştım. Bilir misin Burak başkalarının kanattığı yaralara alışıp onlar gidince kendi kendine o yaraları dağlayacak gücü bulamamayı ? 

Diyemiyorum. Senin acını kandıracak başka bir acı bulamıyorum. Öyle bir açık bıraktın ki o kapıyı. Beynimin içine çömelmiş bekliyordun yıllarca. O kapıyı bıraktınya öyle şimdi kendi sesinden korkarken yakalıyorum o kapıları ve bıraktığın o açık kapılardan sadece rüzgar girer oldu ve siktiğim kahve sevdan bana yaramadı hiçbir kahve içimi ısıtmadı. Demiyorum. Sadece bu gece onunla olmak istiyorum.


''Yeşim ben. Bana gidelim mi?''





yazar burda ne demek istemiş diye sormayın. ben bile kendi yazdığımı anlamadım. bi dahaki partta bi kadın olarak nasıl sevişmeyi planlıyorum onuda bilmiyorum. spoiler verdim ama belli yani. bu arada bunu okuyup aşk acısı falan çekiyorum sanan olmasın pedofili hastasının aldığı zevkide yazmıştım bi aralar ancak ben pedofili hastası mıyım ? Hayır hayatta en nefret ettiğim şeydir. bu hikaye pek olmadı gerçi afilli sözler bulamadık gelmedi pek 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder