.

5 Ekim 2014 Pazar

ÇANDA GEÇMİŞ AŞK PART 4

Kale duvarları gibi yükselen kara dağların ötesinde koca bir dünya harıl harıl işliyor,insanlar sağa sola koşuşturuyorlardı. Ama Yeşim için sanki gece bomboştu. Soğuk ve ölü bir kalp gibi. Yeşim titreyerek bulunduğu yerde daha da büzüldü. Karayolunun iki yanındaki yamaçlarda yazdan kalma yapraklı ağaçlar sıra sıra yükseliyordu. Biga yolunda mıydı ? Hatırlamıyordu. Biçimsiz,kara,çıplak dalları gökyüzüne uzanan ağaçlardan korkmuştu. Bu koskocaman orman ve etraftaki korkunç kayalar bile bu acı gecenin boşluğunu dolduramıyordu. Bu acı, bu yer ve çığlıklar gerçek olmayan, düşlerde görülenler gibiydi. Şiddetli rüzgarın uçuşturduğu ufak toz bulutlarıda farın ışığında görülüyordu. Ne o farın ışığı nede o fırtına gecenin boşluğunu doldurabiliyordu. Yeşim'in algılayamadığı boşluk dışarıda olup bitenler değil içindekilerdi. Gece her zamanki gibi yaratılışın kaosuyla devam ediyordu. İçi boş olan kadının ruhuydu sadece.

KAZADAN BİRAZ ÖNCE... :

Biri aşağı inen, ikisi yukarı çıkan üç şeritli asfalt yol durmadan yön değiştiren tozların oluşturduğu şeffaf kefen altında kaybolmaya başlıyordu. Yokuş birdenbire düzleştikten sonra geniş,kör bir viraja dönüştü. Bu düzlüğe rağmen henüz Çan'ın çıkışındaki dağlardan öteye gitmemişlerdi. Karayolu tekrar inişli çıkışlı bir hal alacaktı. Araba virajı alırken çevrenin görünümüde değişti Sağdaki yamaç iyice dikleşti. Virajdan çıkmadan bir iki saniye önce sezgileri Yeşim'e tehlikeyi haber vermişti :

''Burak yavaş..'' dedi

Belki Burak başlarının derde gireceğini sezmişti. Çünkü daha Yeşim konuşurken yavaşça frene basarak hızı biraz azalttı. Ancak toz bulutunun içinde daha Burak yavaşlayamadan bir tır belirdi. 

Yeşim ''Burak! Buraak!'' diye bağırmak istedi ama sesi gırtlağına takılıp kaldı. 

Geçmişin zincirini bu 2 insanı birbirine bağlamıştı. Yeşim bu gece o telefon görüşmesinden sonra otobuse atlayıp gitmeliydi. Burak'a özgürlük Yeşim'e kendini tanıma fırsatını vermeliydi. 

Burak : ''Sıkı tutun!'' diyebildi ancak. Sonra tamponun Burak tarafındaki ucu kamyonun sağ tarafına takıldı. Tiz bir cayırtı duyuldu sonra. Sonra.. Sonrası yok. Araba yan benzinliğin korkuluklarından sekti ve üçyüz altmış derece döndü. Dönerek kayan araç diğer arabanın yanından geçerken öyle şiddetli savrulmuşlardı ki Yeşimin dişleri birbirine çarptı, çenesine bir sancı saplandı. Ancak bu acı geçiciydi hissettiği son acı bu olmayacaktı Yeşimin. Yeşim biran boşlukta asılı kalmış gibi oldu. Sonra soluğunu gürültüyle vererek sessizliğini bozdu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder